25 Ekim 2007 Perşembe

Berlinli'nin Okuma Açlığı

Rathaus Stieglitz banliyö treni istasyonunda keyifli bir alışveriş akşamının ertesinde tren beklerken farkına vardım: Örneğine Paris veya İstanbul'daki istasyonlarda da gördüğüm yiyecek-içecek otomatlarından birinde bir avro karşılığı okuyabileceğiniz küçük bir kitap bulunuyordu: Leipzig Kütüphanesi'nin yıkılması üzerine bir deneme. Belki de akşam 8'den sonra trene binen ve yanında okuyacak hiçbir şeyi olmayan Berlinliler için düşünülmüş bir çözüm. Banliyö treninde göz açıp kapayıncaya yapılacak bir seyahat sırasında okunabilecek bir kitap-çık. Berlin coğrafyası yazan kişinin ilham perilerini ne denli döllüyorsa, okuyan kişinin iştahını da o denli kabartıyor.

24 Ekim 2007 Çarşamba

Berlin Numûnesi

Yalnızca Berlin’i değil; tarihi, geleneği, kültürü olan diğer büyük kentleri de ayrıksı kılan yönlerden biri değil midir numûne vermeyi reddetmeleri, kendi içlerinde devinerek herhangi bir temsil olasılığını def etmeleri.

Berlin’in eklektik mimarîsi, tarihindeki büyük yıkım ve değişimlerin uç verdiği şantiye-kent manzarası büsbütün bilinmedik şeyler değil aslında. Yine de, ne zaman temsil gücü yüksek bir Berlin örneklemi almaya kalkışsam, baltayı daha fena taşa vurmak, her seferinde yeni bir sivrilik yakalamak; bu kenti hazine kılıyor benim nazarımda. Üçüncü dünyanın kaotik kentlerinde insanı çok da şaşırtmayan bu anlık başkalaşımlar; Berlin’de keskin, kuvvetli, zihin açıcı birer anti-depresan görevi görüyorlar.

Yozgat’tan Paris’e bir sigara içimi...

Fotoğraf: Doğu Berlin’de, birleşmeden sonra üstüne Cihangir nûru yağan Prenzlauer Berg semtinden yürek kırıcı bir Berlin numunesi.